Doğru Bilginin Mümkün Olmadığı Görüşü Ve Septikler-Kuşkucular
Doğru bilginin imkanı problemi
Bu konuda iki tane temel tarklı görüş vardır. Birincisi doğru bilginin hiçbir zaman mümkün olamayacağını savunan sofistler ve septikler , İkincisi ise doğru bilginin mümkün olduğunu, ancak doğru bilginin kaynaklarının farklı olduğunu savunan doğmatiklerdir.
1. Doğru bilginin mümkün olmadığı görüşü: ( kuşkucular.)
Temel amaçları herşeyden şüphelenme olan kuşkucularin en başında protagoras’ın gelmektedir. Protagoras “insan herşeyin ölçüsüdür” savıyla şüphesini kesin bir şekilde ortaya koymuştur. Ona göre bilgi ; yere, zamana ve kişiye göre değişen göreceli bir kavramdır.
Doğru Bilginin Mümkün Olmadığı Görüşü Ve Septikler-Kuşkucular
Protagoras’ın şüpheciliği göreceli şüphecilik olarak tanımlanabilir. Bilgi sorununu sistematik olarak inceleyen , şüpheciliği sistematik hale getiren filozof ise pyrrhon’dur.
Doğru Bilginin Mümkün Olmadığı Görüşü Septikler ‘in Özellikleri
Septiklerde şüphecilik amaçken, Descartes’in yöntemli şüpheciliğnde , şüphe araç olarak kullanılmaktır.
Şüphecilere göre kişi mutlu olmak için hiçbir konuda yargıya varmamalıdır.
Şüphecilikte mutluluğa ulaşmanın yolu şu şekildedir.
Nnesnelerin gerçek yasası hiçbir şekilde kavranamaz.
Öyleyse nesnelere karşı kişilerin tutumları yargıdan kesinlikle kaçınmaktır.
Aancak yargıdan kaçıran kişiler ruh dinginliğine erişebilirler.
pyrrhon‘a göre , ortaya konan her yargının çelişiği için aynı güçte nedenler bulunabilir. Varlıklar sadece göründükleri şekliyle bilinebilirler ve bu görünüşlerinin ötesine geçilemez.
Timon: Şüpheciliği bir adım daha ileriye götürerek , hem duyulara hem de akla güvensizlik duyar. Nesneler kesin olarak birbirlerinden ayırt edilemez onlar değişim içindedir ve onlar hakkında yargı verilmesi mümkün değildir.
Aynı şeyler insanlar tarafından farklı algılanabilir. Örneğin bal kimine tatlı gelirken, bir başkasına acı gelebilir. Aynı suyu biri sıcak biri soğuk olarak algılayabilir. Bundan dolayı suyun gerçekten sıcak mı yoksa soğuk mu olduğu kimse tarafından bilinemez. Kısaca insan duyu organlarının bize sunduğu izlenimlerin arkasındaki gerçekliğe ulaşamaz.