Devlet Doğal Mı Yoksa Yapay Mı Bir Varlıtır,İdeal Düzen ve Ütopyalar
DEVLET
Devleti Doğal Bir Varlık Sayan Yaklaşımlar:
Temsilcileri:
Platon, Aristo, İbn-i Haldun, Farabi
Bu yaklaşımın en önemli temsilcisi Platon’dur. Platona göre insan ve devlet birbirine benzer ve devlet doğal bir varlık olan insan ve doğanın devamıdır. Platon’a göre insan mikroorganizma ,devlet ise makroorganizmadır. İnsan baş, gövde ve bacaklardan oluşur ,devletde aynı biçimde baş (yöneticiler), gövde (bekçiler) ve ayak-bacaklar (çiftçiler-köleler) dan oluşmaktadır.
Devleti Yapay Bir Varlık Sayan Yaklaşımlar:
Temsilcileri:
T. hobbes , J.J. Rousseau , J. Locke
Bu yaklaşımda toplumlar yapay bir varlıktır. Çünkü en başta doğal ve barışçıl yaşam sürdüren insanlar , mülkiyet fikrinin ortaya çıkması ile mülkiyetlerini, dolaylı olarak kendilerini bir güvence altına alma gereği hissetmeye başlamışlardır. Bu durumda doğal durumda yaşayan insanları yöneten ne kurallar ne de kurumlar bulunuyordu. Daha sonra insanlar barış içinde ve belirli bir düzen içerisinde yaşama gereksinimi duyduklarında devlet düşüncesi ortaya çıktı.Yani onlara göre devlet sonradan insan ihtiyaçlarına cevap vermek üzere oluşturulmuş bir kurumdur. Bu kurum insanların aralarında bir sözleşme imzalayarak, kendi haklarını, kendi adlarına savunan ve koruyan devlete devretmişlerdir.
İDEAL DÜZEN ARAYIŞLARI:
İdeal Bir Düzenin Olamayacağını Söyleyen Görüşler: Sofistlere ve nihilistlere göre ideal bir düzen yoktur.Çünkü düzenin amacı insan mutluluğunu sağlamaktır.Tüm insanların mutluluğunu sağlamak ise olanaksızdır.Bu anlamda bugüne kadar hiçbir düzen mutlak insan mutluluğunu sağlayabilmiş ve bundan sonra da sağlayabilecek değildir ve bu yüzden de ideal bir düzenden söz edilemez.
İdeal Bir Düzenin Olabileceğini Öne Süren Görüşler: İkinci ana yaklaşımlar ideal bir düzenin olabileceğini söyleyen yaklaşımlardır.Bu yaklaşımlara göre ise asıl sorun ideal düzeni belirleyen ölçütlerdedir.
—Özgürlüğü Temel Alan Yaklaşım (Liberalizm):Liberalizm olarak bilinen bu görüş Adam Smith, J.Locke ve St Mill tarafından savunulmuştur.Bu yaklaşım Batı dünyasının kapitalist üretim tarzının dayandığı felsefi temel olarak karşımıza çıkar.Smith’in “bırakınız yapsınlar,bırakınız geçsinler” sözüyle özetlenebilecek olan liberalizme göre ideal bir düzen mutlak anlamda birey özgürlüğünü sağlayabilen düzendir.Bir düzenin ideal sayılabilmesi için özgürlükçü olması gerekmektedir.
—Eşitliği Temel Alan Yaklaşım (Sosyalizm):Bu yaklaşımın başlıca temsilcileri S.Simon, C.Fourier, Proudhon, Owen ve Karl Marx’dır. Bunlara göre ideal düzeni belirleyen ölçüt eşitlik ilkesidir.Bu yaklaşımla birlikte sosyalist ekonomik sistemin felsefi düşüncesi ortaya çıkmış olmaktadır.
—Adaleti Temel Alan Yaklaşım (Sosyal Hukuk Devleti):Özgürlüğü veya eşitliği temel alan yaklaşımların dayandığı ekonomik sistemler insan ve toplum problemlerini çözmeye yetememiştir.Bu nedenle daha sonra ideal düzeni belirleyen ölçüt olarak adalet ilkesi öne sürülmüştür.
Bu yaklaşıma göre özgürlüğün olmadığı yerde eşitlikten, eşitliğin olmadığı yerde ise özgürlükten söz etmek olanaksızdır. Özgürlüğün olmadığı yerde eşitlik, eşit haklara sahip köleler yaratır. Eşitliğin olmadığı bir özgürlük ise her şeyi yapma hakkı olup da hiç bir şey yapamayan aciz insanlar yaratır.
Adalet ilkesini temel alan yaklaşım sosyal hukuk devleti denilen yeni bir devlet modelinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.
ÜTOPYALAR:
düş gücüne dayalı hayali devlet biçimleri de üretilmiştir.Bu hayali düzen tasarımlarına olmayan yer anlamına gelen Ütopya denir.Ütopya hiçbir yerde bulunmayan hayali bir devlet yazınıdır.Tarih içerisinde ütopya yazarları iki başlık altında toplanır:
—İstenilen Ütopyalar:
Bu tür ütopyalar her şeyin yolunda gittiği, toplumsal alanda herhangi bir sorunun bulunmadığı, kusursuz bir devlet ve düzen tasarımını ifade eder.Bunlar iyimser bir bakış açısıyla kaleme alınmış ütopyalardır.Bu tür tasarımlara şunlar örnek olarak verilebilir:
a.)Platon : İdeal Devlet
b.)Farabi :El Medinet’ül Fazıla (Faziletli şehir)
c.)Thomas More :Ütopia
d.)Campenella :Güneş Ülkesi
e.) F.Bacon: Yeni Atlantis
—İstenilmeyen Ütopyalar:
kötümser bir bakış açısıyla yazılmış ütopyalardır. Bunlar gelecek için karamsardırlar.İnsanlığın geleceğinin özellikle kontrolsüz teknolojik gelişmeler yüzünden kötü olacağına ilişkin bir karamsarlık içermektedirler.
a.)Aldous Huxley :Yeni Cesur Dünya
b.)George Orwel :1984 Ütopyası